23 Ekim 2025 Perşembe

AİLE

İnsanlar iyi varlıklardır. Her insanın ayrı bir yeteneği, özelliği ve kişiliği vardır. Ama en önemlisi, her insanın bir ailesi vardır.

Aile sözcüğü sadece bir kelimeden ibaret değildir. Ailenin anlamı çok büyüktür. Aile bir ağaca benzer, dallarıyla kuşaktan kuşağa ilerler. Burası sizin yuvanızdır. Annenizin, babanızın, hatta ablanızın, abinizin ve kardeşinizin bulunduğu küçük ama anlamlı bir topluluktur. 

Her gün birlikte vakit geçirir, oyunlar oynarsınız ve her zaman bir birlik içinde olursunuz. Zor zamanlarda bile birbirinize yardımcı olur yani birbirinizin yarasına ilaç olursunuz.

Buna örnek olarak Güney Afrikalı insan hakları savunucusu Desmond Tutu’nun şu sözünü verebiliriz:

“Sana kim olduğunu hatırlatan bir yer varsa orası ailendir.”

Sonuç olarak aile; hayatımızın en önemli topluluğu, en güçlü birliğidir.


Mihrimah ÇAM

İsmetpaşa OO 6. Sınıf Öğrencisi

21 Ekim 2025 Salı

AİLE HER ŞEYDİR

Her insanın mutlaka içinde bulunduğu gruplar vardır. Bu gruplardan biri de aile grubudur. 

Aile; her insanın doğuştan kazandığı, evlilik ve kan bağına dayanan, anne, baba ve çocuktan oluşan bir topluluktur. Bu güzel topluluk candır, hayattır, mutluluktur, hüzündür, neşedir, her şeydir. 

Aile bir kapı gibidir; daima, ne koşulda olursa olsun herkes birbirinin arkasında durur, daima dimdik. Kimse kimsenin kötülüğünü istemez. Birinin kalbi kırılınca öteki de onun gibi üzülür, üzüntüsüne ortak olur. 

Aile sadece insana özgü bir şey değildir. Farklı canlıların da aileleri vardır. Örneğin kuşların, köpeklerin, kedilerin, balıkların, zürafaların hatta karıncaların bile bir ailesi vardır. Zeki Müren “Aile sıcaklığına sahip olan insan, dünyanın en zenginidir.” diyerek ailenin önemini vurgulamıştır.

Her insanın istese de istemese de mutlaka ilkleri yaşadığı, her şeyini paylaştığı bir ailesi vardır. Her insanın ailesi olması büyük bir şanstır. Bu, değiştirilemez bir gerçektir.


Elif KABA

İsmetpaşa OO 6. Sınıf Öğrencisi

15 Haziran 2025 Pazar

OKUMA BECERİLERİ, LGS VE HAYAT


       8. sınıf öğrencilerinin ciddi biçimde hazırlanmasını gerektiren LGS'de öğrencilerin okuduğunu anlama ve üst düzey düşünme  becerilerini ölçen sorular sorulmaktadır. Bu sınavla birlikte okuduğunu anlama becerisi, sayısal derslerde de çok önemli hâle geldi çünkü testlerdeki kelime sayıları oldukça artmış durumda. Nitekim öğrenci başarılarını değerlendirdiğimiz öğretmenler kurulu toplantılarında matematik öğretmenlerimiz dahi okuma ve okuduğunu anlama becerilerinin LGS sorularını çözmedeki etkisi üzerinde fazlaca durmaktadır. Bundan birkaç yıl önce bu öğretmenlerimizin birçoğu okuma konusunda oldukça duyarsız davranıyordu hâlbuki.
       
         Artık hızlı okuyan, okuduğunu anlayan öğrenciler sınavlarda bir adım öne çıkıyor ve hâliyle sınav sonrası açıklanan sıralamada bu öğrenciler daha önlerde yer alıyor. 

21 Aralık 2024 Cumartesi

ANITKABİR MACERASI BAŞLIYOR

   

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na birkaç gün kala sınıfta büyük bir heyecan vardı. Sınıf öğretmeni, bir süredir konuşulan Ankara gezisinin detaylarını anlatmak üzere herkesin dikkatini üzerine topladı:

-Çocuklar, Cumhuriyet Bayramı öncesinde Anıtkabir'i ziyarete gideceğiz, bu bizim için unutulmaz bir ilk olacak, dedi. Öğrenciler arasında bir uğultu oluştu. Herkes çok sevinçliydi.

 

Ali ve Zehra iki arkadaşlardı.Ali keman kaşlı,mavi gözlü, zayıf, orta boylu, siyah saçlı, tembel ve yaramaz bir çocuktu. Zehra ise yeşil gözlü, biraz kilolu ve çalışkan bir kızdı.

 

Zilin çalmasına on dört dakika kalmıştı ve ders matematikti. Ali matematik dersini hiç sevmezdi. Zehra ise bu derse bayılırdı. Ali, dersin hızla bitmesini diledi. Zehra ise tam tersini düşlüyordu. Öğretmen tam cümlesini bitirecekti ki Ali'nin dileği gerçekleşti. Evet, ders bitmişti. Ali içinden ferah bir "oh" çekti. Apar topar hazırlanıp Zehra'yı bile beklemeden dışarı çıktı. Zaten hep böyle yapıyordu. Geziyi konuşmaya vakti bile yoktu beyefendinin.


Sonunda eve varmışlardı. Zehra'nın evinin çiçeklerle dolu bir bahçesi ve güzel bir balkonu vardı. Zehra tüm ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra ninesi ile beraber Ali'nin evine gitmeye karar verdi. Zehra o yüksek merdivenleri çıkmaya korkardı. Zehra'nın ninesi kapı zilini çaldı. Kapıyı Ali'nin babası Doktor Alper Bey açtı. Zehra hemen içeri girdi ve Ali'nin babasına, bir gezi olduğunu ve bu geziye Ali'nin de gelmesini istediğini söyledi. Ali'nin babasının bunlardan haberi bile yoktu. Ali'nin babası Zehra'dan Ali'yi çağırmasını rica etti. Zehra içeri girdiğinde Ali hala oyun oynuyordu. Ardından Zehra "Ali, baban seni çağırıyor." dedi.

Ali, Zehra'nın bu sözlerini dikkate bile almadı ama Zehra onu zorla kolundan tutup getirdi. Ali ile biraz konuşmaları gerekiyordu. Konuşurlarken Zehra "Ali, öğretmenimiz bize birtakım sorular soracağını söyledi, bunu biliyor musun?" dedi. Ali'nin bunların hiçbirinden haberi yoktu. İlk defa Zehra'dan bunları anlatmasını istedi. Galiba onun başına taş düşmüştü. Zehra anlatmaya başladı "Ali, Anıtkabir, Mustafa Kemal Atatürk için yapılan anıt mezarına denir." dedi. 

-Peki, neden Atatürk'ü anmak amacıyla törenler düzenleniyor?

-Sadece Atatürk'ü anmıyoruz Ali, daha birçok var. Mesela Mehmetçik, Kara Fatma vb. dedi. 

Zehra bu bilgilerin hepsini Ali'ye anlattı. Ali bu bilgileri bir fırsat olarak kullanacaktı. Akşam olduğunda herkes evlerine dağıldı. Ali ve Zehra tüm gece boyunca uyuyamamışlardı.


Gezi sabahı, Ali ve Zehra erkenden kalktılar ve otobüsünün kalkacağı yerde, okul kapısının önünde, kaldırımlarda sıra oldular. Zehra'nın ninesi "Cumhuriyetimiz için çok önemli bir yere gideceksiniz." dedi Zehra ve Ali'ye. Otobüs kalkarken herkes aileleri ile vedalaşıyordu. Ali, artık çalışmanın önemini anlamıştı. Babasına çalışkan olacağına dair söz verdi ve o ana "Anıtkabir Macerası Başlıyor" diyeceklerdi.


                  Elif Zeren GÖZÜTOK

İsmetpaşa Ortaokulu 

5. Sınıf Öğrencisi