Geçtiğimiz kasım ayının son haftası
idi. Kış aylarına girecek olduğumuz için havalar da epey soğuktu. Almanya'ya
uçmak için yola koyulmuştuk. Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra valizlerimizi
hazırlayıp bagaja yükledik. Artık gitmek için hazırdık.
Sabah saatlerinde yola çıkmıştık.
Şehrin sessizliği ve karanlığı ile güne başlamıştık. Yolda giderken manzarayı
izliyor bir yandan da anılara dalıyordum.
Birkaç kilometre sonra yolumuzun
üstündeki dinlenme merkezinde durup mola verdik. Yaklaşık olarak iki saat sonra
havaalanına ulaştık ve gerekli işlemleri yapıp uçağa bindik.
Bu benim ilk uçağa binişimdi ve uçağı
çok beğenmiştim. Üç saat sonra Almanya'ya iniş yaptık ve Fatma öğretmenimizin
tanıdığı olan bir amcaya misafirliğe gidiyorduk.
Yolda birçok şey görmüştüm ama en çok
dikkatimi çeken, oradaki evler olmuştu. Evlerin çatısı hep üçgen şeklindeydi ve
genellikle evler tek veya iki katlıydı. Ayrıca oldukça hoş görünüyorlardı.
Eve ulaştığımızda biraz oturduk ve
dinlendik. Sonrasında ise dışarıya yemek yemeye çıktık. Bir restoran bulup
girdik ve masaya oturduk. Burada en çok ilgimi çeken şey ise çalan müziklerin Türkçe
olmasıydı. Menüde de Türk yemekleri de vardı.
Yemeğimizi yedikten sonra restorandan
kalktık ve öğretmenlerimiz oteline biz ise Alman ailelerin yanına gittik.
Ailenin yanındayken her şey çok güzel geçti ve ailenin çocuğu ile dört gün
birlikte okula gidip geldik. Okula ilk gittiğimizde bize oradaki öğrenciler
okulu tanıttılar. Okula ait yemekhane, spor salonu, kütüphane, mutfak vardı.
Okuldaki her öğretmen birden fazla derse giriyordu. Bu durum ilk başta bana
garip gelmişti ama sonradan alıştım.
Okuldaki dersler ise hiç ağır
değildi. Bir gün okul olarak Mercedes-Benz müzesine geziye gittik, bir sürü
tarihi eser ve araba gördük. Arabaları çok beğendim. Onun dışında ise Calw'e
gittik ve oraları gezdik. Oranın mimarisine bayıldım, evler çok hoştu. Orada Alman
arkadaşlarımızla bir ödev yaptık. Bize şehirle alakalı bazı bilgiler soruyor ve
biz de şehri gezip cevapları bularak kâğıda yazıyorduk.
Dört gün Alman ailelerle kaldıktan sonra ailelerin yanından ayrıldık ve sonrasında ise Münih'e gittik. Orada binaların kat sayısı artıyordu. Bir sürü Türk restoranı, marketi görmüştük. Bu şehir bence gayet güzeldi. Şehrin binalarını çok beğendim, her biri eski bir mimariye sahipti. Münih'te iki gün bir otelde kaldık, marketlere gittik, etrafı gezdik. Bence her şey çok güzeldi.
Taha Mert ÇAKMAK
7/D