23 Aralık 2022 Cuma

‘GELECEK GENÇLERİN, GENÇLER İSE ÖĞRETMENLERİN ESERİDİR

Öğretmenler güneş gibilerdir. Güneş gibi toplumu aydınlatırlar. Heykeltıraş mermere nasıl şekil veriyorsa, onu oluşturuyorsa öğretmenler de çocuklara şekil verir ve onları oluşturur.

Öğretmenler çocuğa kendi bilgilerini anlatarak, onlara eğitim vererek onlara şekil vermiş olurlar. Onlar sabırla ve azimle öğrencilerini gelecek için hazırlarlar. Bir ayna misali öğrenciler öğretmenlerinden ne görürlerse onu yaparlar.

Çocukların kendi hayal güçleri ile hareket edebilmeleri için onları biraz olsun serbest bırakmak gerekir. Örneğin, bir öğretmen öğrenciye hep kendi istediğini yaptırıyorsa, onun kendi istediğini yapmasına izin vermiyorsa bir süre sonra o çocuk kendi hayal gücünü kullanmayı, faaliyet yapmayı ve daha birçok şeyi kullanamaz hâle gelir. Bu durumda o çocuk artık paslanmış hâle gelir. Bunun nedeni ise öğretmeninin ona kendi hayal gücünü kullanma konusunda engel olmasıdır.

Bir diğer öğretmen ise onu kendi hayal gücüne, yeteneğine güvenerek serbest bırakıp istediğini yapmasını sağlarsa çocuk daima işler ve pas tutmaz. Ne demişler? ‘’İşleyen demir pas tutmaz.’’ Bu durumda heykeltıraş öğretmenin bilgisi, mermer öğrenci ve usta da öğretmen konumuna girer. Bu cümleyi daha açık hale getirecek olursak öğretmenler kendi bilgilerini öğrencilerine öğretir ve öğrenciler bu bilgileri tam olarak anlamak için çalışırlar, okurlar ve en sonunda onlar da birer usta hâline gelirler.

Öğrencilerin usta hâline gelmesinde en büyük etken öğretmenlerdir. Bu bilgiler nesilden nesile aktarıldıkça usta sayısı artacak ve yeni ustalar yetişecektir. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle ‘’Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.’’

 

 Asel ALTINIŞIK

   7/C

İLK CEMRE

 

Öğretmen neyse öğrenci odur bence. Öğretmen öğretir, öğrenci öğrenir. Zaten bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır. Öğrenci ne zaman bir sıkıntı duysa hemen öğretmenine gitmelidir. Öğretmen öğretir, öğrenci öğrenmek isterse her şeyi yapar. 

Öğretmen kavramının Türkiye Cumhuriyeti'nde çok büyük önemi var. Öğretmen dendiğinde akla ilk gelen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. Öğretmenler tıpkı heykeltıraş gibidir. Onlar, öğrenciyi hamur gibi yoğurur, onlara eğitim verir ve bilgileri ile kavurur.

Öğretmenlik çok kutsal bir meslektir. Herkes öğretmen olamaz. Öğretmen çok önemlidir, eğer öğretmeniniz yoksa çok şey kaybedersiniz. Öğretmen, öğrencinin gülüşüne düşen ilk cemredir.

Kısacası öğretmen, öğrencinin hayattaki en iyi arkadaşıdır. Öğretmen ile öğrenci ilişkisini “Heykeltraş mermere neyse öğretmen de öğrenciye odur.” cümlesiyle özetleyebiliriz. Ayrıca ağaca çıkan öğretmenin dala bakan öğrencisi olur.

 

Ömer Batu ACAR

7/D

GELECEĞİN MİMARLARI

        Öncelikle, biz Hz. Âdem ve Hz. Havva annemizin evlatlarıyız, bu dünyaya geçici bir süreliğine geldik. Burada var olduğumuz sürece hayırlı işlere girersek güzel bir yerde olacağız. Eğer biz dinimize bağlı şekilde okuyup vatana ve millete hayırlı bir insan olursak amacımıza kolayca ulaşabiliriz.

Okuyup kendini geliştirenler güzel bir meslek edinirler: doktorluk, polislik, veterinerlik, öğretmenlik… Ben bu yazımda öğretmenlikten bahsedeceğim.

Hepimizin okul yıllarımızda sevdiğimiz öğretmenlerimiz vardır. Tabii sevmek ya da sevmemek bize kalmış ama her öğretmen işini iyi yapar. Öğretmenlerin önemi büyüktür çünkü sonuçta öğrenmemizden gereken bilgileri öğreniriz. Ancak bir şey daha var: Şöyle ki öğretmenlik aslında çok başka bir boyuttur yani herhangi bir sorun olursa onu gidip öğretmenimize danışabiliriz.

Öğretmenler daha birçok müthiş özelliğe sahiptirler. O yüzden de önemli yerdedirler. Tavsiyeleriyle yolumuzu aydınlatır onlar. Yani öğretmenlerin öğrencilere çok büyük katkıları vardır. Belki de bu yüzden unutamıyoruz öğretmenlerimizi. Mesela ben ortaokuldaki Türkçe öğretmenimi unutamıyorum çünkü o, gerçekten çok iyi bir öğretmendi. Bütün erdemlere sahipti. Benim için ve en güzeli hem sempatik hem de komikti. Bir de bizler için sürekli tavsiye ve motivasyon konuşmaları yapardı. Bu yüzden yeri bende çok ayrı. Umarım bir gün tekrar görüşürüm öğretmenimle.

Unutamadığım bir diğer öğretmenim ise bizden asla umudunu kesmeyen, güler yüzlü ve şakacı bir kişiliğe sahip ilkokul öğretmenimdir.  Benim için ikisinin de yeri çok ayrıdır. Onları tekrar kucak dolusu sevgi ve saygıyla anıyorum. Aynı zamanda bu dünyadan göçüp gitmeden birer tohumu yeşerten şehit öğretmenlerimizi de saygıyla anıyorum.

Atatürk de "Öğretmenler, yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır." diyerek öğretmenliğin önemini vurgulamıştır.

 

Ecesu SALİ

7/C

ÖĞRETMENLİK

    Öğretmenler, öğrencilerinin aile bireyi gibi gördüğü değerli insanlardır. Öğretmen öğrencilerinin yol göstericisidir. Öğrencilerine bilgi vermek ve okulu sevdirmek onlara bağlıdır. Tabii ki öğretmenliğin yakışmadığı kişiler de vardır “Küçük Çocuk” metninde geçen öğretmen gibi.

İyi öğretmen, öğrencilerine bilgi öğretmek için çabalayandır. Tabii bunu sadece bilgi ile kısıtlamamalıyız. Bir haber sitesine göre, Van’ın Tuşba ilçesinde görevli Gamze Öğretmen, uzaktan eğitim sürecinde evde internet imkânı olmayan öğrencilerin daha sağlıklı eğitim alması için yazı tahtası ile kapı kapı dolaşıp ders verdi. 

Yine aynı ilçedeki Meryem Öğretmen, üç yıl önce ilçeye bağlı kırsal bir mahallede göreve başladı. Öğrencilerini geleceğe hazırlayan Meryem Öğretmen, ders vermenin yanı sıra okulun diğer işlerini de üstleniyor. Temizlik görevlisi ile temizlik yapan öğretmen, kış mevsiminde ise odun kırıp, sobayı yakarak öğrencilerine sıcak ortam hazırlıyor.

Uzun lafın kısası, öğretmenler bir heykeltıraş öğrenciler de mermer değildir. Bu nedenle öğretmenlerimizi sevelim, onlara gereken değeri her zaman verelim.

 

Mehmet Serdar ALTUN

7/C

22 Aralık 2022 Perşembe

GÜÇ KİMDE?

             "Güçlü insan ağlamaz, güçlü ol!”

“Ağlama, bebek misin?" gibi sözler ağlayan insanların kendini daha kötü hissetmesine neden olur, öyle değil mi? Peki, biz insanların her şekilde konuştuğunun farkında mıyız?

"Neden hiç ağlamıyorsun duygusuz, kalpsiz?"

"Neden ağlıyorsun? Güçlü olsana biraz, sen bebek misin?"

Bu cümleleri de duymuşsunuzdur. Bir de cinsiyet olarak ayıranlar vardır insanları.

 "Erkek adam ağlar mı? Ne o öyle kız gibi?"

Bunun gibi daha bir sürü eleştiri. Bu eleştiriler kalp kırar. Her insan yargılanır. Sizi de eleştirecekler, sizi de yargılayacaklar. Sizin de duygularınıza ve hissettiklerinize, ağlamak ve gülmek gibi eylemlerinize saygı göstermeyecekler. Belki de korkuyorsunuz insan içinde ağlamaktan. Peki, insanların yanında gülmekten korkuyor musunuz? Çoğu insan ağlamayı acizlik, eziklik gibi görse de bence ağlamak çok güzel bir şey.

Bazen insanlar ağlarken konuşamadığı, anlatamadığı şeyleri anlatır aslında. Ağlamak bazen öfkeyi, mutluluğu, üzüntüyü anlatır. Her ne kadar toplumda acizlik gibi görünse de güçlülüğün göstergesidir. Her insan ağlamalı ve bundan korkmamalı, çekinmemelidir. Siz de çekinmeyin. Sonuçta insanlar sizin ne hissettiğinizi anlamayacaklar ve tüm insanlar bir gün sizin duygularınızı unutacak.

Başkalarının her şekilde sizi eleştireceğini unutmayın. Siz kendinize olan bakış açınıza önem verin, başkalarının size söylediği kırıcı sözlere değil.


Bilge Yağmur ORAL

7/D