28 Kasım 2021 Pazar

BİRLİK

        Ben on yaşlarımdayken tarih kitapları okumaya bayılan bir çocuktum. Derslerim de iyiydi ve arkadaşlarım tarafından sevilen bir öğrenciydim. Onlara elimden geldiğince yardım ederdim çünkü. 

        Bir gün okulumda deprem tatbikatı oldu. Tüm sınıflar ve okul görevlileri sakince aşağı inmiş, sıralanmıştık. AFAD ekibinden Görkem Bey okulu ziyarete gelmiş, bilgilendirici bir de konuşma yapmıştı. Ben, Görkem Bey'e ve yaptığı konuşmaya hayran kalmıştım. Eve geldim, üstümü değiştirdim, yemeğimi yedim, tam ödevlerime başladığım an aklıma Görkem Bey geldi. AFAD ve görevleri hakkında bir araştırma yaptım. Yaptığım araştırma sonucunda bir de afiş hazırladım.

        Akşam olmuştu ben ve ailem akşam yemeğimizi yiyorduk ve şöyle söyledim:

       -Bugün okulda bir deprem tatbikatı yapıldı, AFAD görevlisi Görkem Bey bu konu hakkında bize bilgiler verdi.

        Babam:

        -Sizin için güzel bir gün olmuş, bu konu hakkında daha bilgili olursunuz.

         Bu konuşmanın ardından yemeğimize devam ettik.

      Yemek bitmiş, ailecek salonda oturuyorduk. Birden her yer beşik gibi sallanmaya başladı. Ailecek sakin bir şekilde depremin bitmesini bekledik, deprem durunca dışarı çıktık. Dışarıda baygın ve gergin insanlar vardı.

    Depremden sonra birçok ilden yardım desteği geldi, bazı insanlar depremzedelere evlerini açtı, bazı hastaneler ise ücret istemeden hasta ve yaralı aldı. O gün birlik ve beraberliği hissedip önemini tekrar anladım.


Berfin HİRA

İsmetpaşa Ortaokulu 5/G Sınıfı Öğrencisi

SÖZ

    


    2010'lu yıllardı. Okulda öğretmenimiz vatanın ne demek olduğunu anlatıyordu:

        - Vatan;bir kimsenin doğup büyüdüğü, bir milletin hakim olarak üzerinde yaşadığı, barındığı, gerekirse bu topraklar için canını bile verebileceği yerdir.

           Bu sözler beni ve arkadaşlarımı oldukça derinden etkilemişti. Ders bitti ve eve doğru yola çıkmıştım. Eve geldiğimde elimi yüzümü yıkadım, yemeğimi yedim ve ödevlerimi yaptım. Sonra öğretmenimizin o gün söyledikleri aklıma geldi. Gerçekten de çok etkileyici konuşmuştu. İnternetten bu vatan için canını veren, Türk vatandaşının özgürlüğü için kendinden geçen ve savaşan kişileri araştırdım.  O zamanlarda sadece erkekler ve kadınların savaşmadığı; onlara yardım eden, vatanı için her şeyi göze alıp savaşa giren çocukların olduğunu öğrendim. 

        Şimdiki çocuklar telefona tablete takılıp kalmışlardı. Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bir sürü kişi düşmanlarla savaşmıştı. Ertesi gün okuldan dönünce annemlerin konuşmasına kulak misafiri olmuştum. Sanırım darbe girişiminden bahsediyorlardı. Haberlerde de bu konu konuşuluyordu. Birden yüksek sesler duyulmaya başladı. Babama ne olduğunu sorduğumda bana "Kızım, düşman askerler yurdumuzu ele geçirmeye çalışıyorlar." dedi. Bu vatan kimsenin eline kalmadı, kalamazdı!

        Herkes sokaklara döküldü. Çok tedirgin olmuştum. Annem ve babam çok gergindi. FETÖ terör örgütü hain darbe girişimi yapmıştı. Fakat vatanımızı, milletimizi asla elimizden alamazlardı, alamadılar da. Onlarca şehidimiz oldu o gün. İşte o zaman söz vermiştim bu millete hayırlı bir vatandaş olmaya... 

        Şimdi ise vatanıma, milletime yararlı çocuklar yetiştirmek için bir öğretmen oldum. Artık ailemden sonra sorumluluğumdu vatanımı, milletimi korumak. Sözümde durdum.


Asel TANRIVER

İsmetpaşa Ortaokulu 5/G Sınıfı Öğrencisi

27 Kasım 2021 Cumartesi

ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ

        Sınıfta baygın bir şekilde beklerken birden sınıfa müdür çıkageldi ve iki hafta sonra Çanakkale Şehitliği'ne bir gezi düzenleneceğini söyledi. O haberi alınca heyecandan hop oturup hop kalkmıştık. Sevinçle gezi gününü bekliyorduk. Günler çabucak geçivermişti. Son akşam heyecandan tedirgin ve gergin bir şekilde beklerken uykuya yenik düşmüşüm. Sabah kalktığımda hemen hazırlanıp okulun önüne gittim ve otobüse binip yola çıktık.
        
        Otobüsle yolculuğumuz sırasında öğretmenlerimiz konuşurken onlara kulak  misafiri olmuştum. Çanakkale Şehitliği'nde  iyi bir rehber, vatanını seven binlerce vatan evladının vatanı için nasıl şehit olduğunu anlatacakmış. Sonunda Çanakkale Şehitliği'ne ulaşmıştık. Rehber de bize katılmıştı Conk Bayırı'ndaki çarpışmayı yani savaşı anlatırken içimde bir sızı olmuştu. Bizim ne kadar şımarık olduğumuzu, küçücük şeylerde mutlu olmadığımızı hatırlattı bana.
      
       Çanakkale Şehitliği gezisinden sonra derslerime daha çok çalışarak vatanıma, milletime yararlı bir birey olmaya karar verdim. Bununla da yetinmeyip arkadaşlarıma da öyle olmalarını tavsiye ettim.

Bilal Çınar ÇITAK 
İsmetpaşa Ortaokulu 5/G Sınıfı Öğrencisi

17 Kasım 2021 Çarşamba

YARIN ÇOK GEÇ

            Herhangi bir şeyi oluşturmak, ortaya çıkarmak, emek harcamayı gerektirir. Çalışmak diye tanımladığımız bu emek harcama işi insanoğlunun hayatında çok önemli bir yere sahiptir. İhtiyaç duyduğumuz, sahip olmak istediğimiz birçok şeyi ancak çalışarak elde edebiliriz.

          Çalışmak, kimi insanlar için bir yaşam biçimi olurken kimileri için gereksiz eylemler bütünüdür. Maddi durumu iyi olmayan bir ailenin çocuğu olarak doğmak, ister istemez çalışmayı hayat biçimi hâline getirmeyi de beraberinde getirmektedir. Lâkin Allah size yatları, katları, çeşit çeşit gelir kaynakları olan bir ailenin evladı olma lütfunu bağışlamışsa bu yaşam biçimini tercih etme zorunluluğu yok gibi görünür. Buna karşın şu da unutulmamalıdır: Bahse konu olan zenginlik de ebeveynlerin, büyük büyük dede ile ninelerin gayretleriyle, azimli çalışmaları sonucu vücuda gelmiştir.

         O zaman geçmişten ders çıkarıp geleceğe yön vermek lazım gelir. Bizi geçmişte harcanan birçok emek mi yüceltmiş yoksa boşa harcanan zaman mı hayatın acımasız yüzüyle karşı karşıya getirmiş? Bu soruya vereceğimiz cevap, büyük ihtimalle kendimize ve geleceğimize yapacağımız yatırımın ya da istikbalimizi batırmanın kaynağını teşkil edecektir.

           Millet olarak inançlarımızı dahi bazen keyfimize göre yorumlayabiliyoruz. Söz gelimi, Allah’a dua etmekten başka hiçbir şey yapmadan bir başka deyişle suya sabuna dokunmadan her şeyi elde edebileceğimizi sanıyoruz. Çalışmadan, çaba sarf etmeden oturduğumuz yerden dağları devirip çölleri aşıyoruz. Ne yazık ki kendi söylediklerimize kendimiz bile inanmadan başkalarının bunlara inanmasını bekliyoruz. Bu noktada, gariptir, karşımızdakiler de “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.” deme cesaretini gösteremiyor.

        Lafla peynir gemisini yürütemeyeceğimize göre kolları sıvayıp işe koyulmanın vakti geldi de geçiyor. Dünya Ay’a giderken sonsuza dek yaya kalmak istemiyorsak bize engel olan ataletten derhal kurtulmalı ve hedefe giden yolda adım atmaya başlamalıyız. Zira yarın çok geç olabilir.

 

 

Aydın KESKİN

Türkçe Öğretmeni

16 Kasım 2021 Salı

7. SINIF FİİL ÇEKİMİ ETKİNLİĞİ

 


Etkinliğe katılmak için yukarıdaki görsele tıklayın. Açılan pencerede ilgili alana adınızı yazıp giriş yapın. Soruların cevaplarını "Type your answer..." kısmına yazın.