Sayfalar
- Ana Sayfa
- 5. SINIF ETKİNLİK
- 6. SINIF ETKİNLİK
- 7. SINIF ETKİNLİK
- 8. SINIF ETKİNLİK
- SÖZCÜKTE ANLAM
- CÜMLEDE ANLAM
- PARAGRAFTA ANLAM
- YAZIM KURALLARI
- NOKTALAMA İŞARETLERİ
- SÖZ SANATLARI
- DEYİM VE ATASÖZÜ
- KAHOOT! BAĞLANTILARI
- ÇALIŞMA KÂĞITLARI
- ÇALIŞMA KÂĞIDI CEVAP ANAHTARLARI
- E-KİTAP
- TAVSİYE KİTAPLAR
- SUNULAR
- PLANLAR
- ÖĞRENCİ ETKİNLİK PANOSU
- DİLİMİZİN ZENGİNLİKLERİ
- GEREKLİ EVRAKLAR / ÖLÇEKLER
- YAZILI KÂĞIDI ÖRNEKLERİ
1 Ocak 2023 Pazar
31 Aralık 2022 Cumartesi
28 Aralık 2022 Çarşamba
KARANLIK SABAH
Dünyadaki
yaşam olağan akışında giderken öyle bir zaman gelmişti ki doğanın tüm akışı
tersine dönmüştü. Gün ortasında karanlık
yaşanır olmuştu, gece uykusunun en tatlı yerinde
de aydınlık. Bilim
insanları bunun nedenini
araştıradursun bu değişiklikten en çok etkilenip canı sıkılan çocuklardı. Oyunlarının en heyecanlı yerinde
karanlığa gömülmek ya da uykunun
en tatlı bölümünde
uyandırılmak kimin hoşuna giderdi ki? En çok da karanlıktan yakınıyordu çocuklar.
Bir
sabahın sabah olmamasıyla başlamıştı her şey. Sabahın o vakti ya da gecenin o
yarısında bütün insanlık sokaklara
dökülmüştü. Bütün insanlar
dışarıdayken büyük bir panik beklerdiniz değil mi? Ortalıkta
bir panik vardı, evet ama herkes bu paniği kendi içinde yaşıyordu. O tuhaf
zamanda duyulan tek ses neden çalındığı bilinmez sirenler ve birkaç
çocuk ağlamasıydı, o kadar. Kimse kimseyle
konuşmuyordu. Adeta herkes
karanlığın içinde yok olup gitmeye
hazır gibiydi.
Bir
süre sonra sirenler durdu. Yetkililer konuşmaya başlamıştı. Hoş, onlar da halka
ne açıklama yapacaklarını bilmiyordu. Sadece sakin olmalarını, durumun birazdan çözüleceğini söyleyip duruyorlardı. Gerçekten de öyle oldu. Yaşananlardan
yaklaşık yarım saat sonra hava aydınlandı. Bazı kişiler -çoğunlukla din adamları-
bunun Tanrı‘nın bir işareti
olduğunu, eğer onların dediklerini yapmazlarsa cezalandırılacaklarını söylüyorlardı. Fakat kimse onları
dinlemiyordu. Normalde çoğunluğu saflardan
oluşan biz insanlar
hemen böyle sözlere
inanırdık. Lakin bir gariplik vardı.
Sanki insanlık artık uyanmış, başkalarının onları manipüle etmelerine
izin vermeyeceklerdi. Hayatın değerinin farkına
varmışlardı. Belki de bu olayın
yaşanması iyi bir durumdu.
Sonra
bir şey oldu, yağmur başladı ama gökte bulut yoktu hatta yıldızlar gözüküyordu
hava hâlâ aydınlık ve sıcak olmasına
rağmen. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda hiç kimse evine girmiyordu. Sanki deprem olmuş da evleri
yıkılmış gibi. Kısa süre sonra yağmur durdu. Yardım ekipleri yiyecek ve battaniye yardımında
bulundular. Aslında buna gerek yoktu, zaten herkesin evinde yemek ve battaniye vardı. Ortalık bir saat kadar
öylece durdu. Herkes bir şey bekliyordu, bir yanıt. Birilerinin çıkıp konuşması,
en azından kendi fikirlerini anlatması gerekiyordu.
Yavaş
yavaş herkes evine girmeye ve haber kanallarını izlemeye başladı. Bu sırada
hava değişmeye devam ediyordu.
Sonrasında bilim insanları Ay’ın sürekli yön değiştirdiğini ve yakında nedenini öğreneceklerini belirttiler. O gün bütün çalışanlara izin verildi ve okullar tatil edildi.
Ertesi gün bilim insanları sorunun nedenini açıkladılar. Sorunun
nedeni bir asteroitti. Bu asteroidin manyetik çekim alanı neredeyse Dünya’nınki ile aynı güçteydi
ve sürekli Dünya’nın etrafında dolanıyordu. Dolayısıyla Ay da bundan etkilenip yön değiştiriyordu. Evet sorunu bulmuştuk ama nasıl çözecektik?
Koskoca asteroidi nasıl uzaklaştıracaktık? İşte bu sorulara yanıt aramak için
tüm dünya liderleri büyük bir
toplantı düzenledi. Birbirine düşman ülkeler bile tartışmayı bir kenara bırakıp
bu toplantıya katıldı.
Herkesin kafası
karışıktı. Tüm insanların uyku düzeni alt üst olmuştu. Bu durumdan sadece
insanlar değil, hayvanlar ve
bitkiler de etkilenmişti. Ayçiçeklerinin tamamı solmuştu, nereye bakacaklarını bilemeyip
boyunlarına bükmüşlerdi.
Toplantıdan haber gelmişti. Bütün ülkelerin gelirinin bir kısmı kullanılarak
itiş gücü yüksek devasa roketler
yapılacaktı. Bu roketlerle asteroit itilecekti. Bazı ülke liderleri bunu kabul
etmedi. Zamanla bu duruma alışacakları ve gerek olmadığını düşünüyorlardı. Fakat durum
sandıklarından daha ciddiydi. Eğer böyle devam ederse bitki örtüsü
büyük zarar görecek,
deniz seviyeleri durmadan
değişecek, mevsimler birbirine girecek hatta Dünya yörüngeden çıkma
riskine bile girecekti.
Sonunda
çalışmalar başladı. Roketler olabildiğince hızlı tamamlanmalıydı. Yaklaşık bir bir
buçuk ay sonunda roketlerin yapımı
tamamlandı. Bu bir aylık süreçte Dünya çok büyük bir zarar görmedi fakat insanlar psikolojik olarak çökmüştü.
Sonunda
roketler asteroide gönderildi ve başarılı bir şekilde asteroit dünyanın çekim
alanından uzaklaştırıldı. Bilim
insanları bu durumla ortaya çıkan yeni sorulara yanıt aramaya başladılar. Bu
bir aylık süreç, tarihe “Küçük Çaplı Kıyamet” olarak geçti.
Nisan ÖZKURT
8/F
“İYİ Kİ” VE “KEŞKE”LERİMİZ
Bazı anılar
vardır unutmamak için dualar ettiğiniz. Belki tekrar rüyanızda bile olsa bu anı
yaşamak için erkenden uyuduğunuz, düşündükçe huzurlu hissettiğiniz anılar…
Aksine bazı anılar ise aklınıza geldikçe canınızı yakar, gözleriniz dolar,
unutmak istediğiniz ama beyninizin unutmanıza izin vermediği anılardır onlar.
Peki, sizce unutmak istediğimiz ve unutmak istemediğimiz anılarımızın arasındaki
tek fark; bir anının güzel, bir anının kötü olması mıdır?
Aslında tüm
yaşadıklarımız, iyisiyle kötüsüyle hayatımıza renk katar. Öyle bir zaman gelir
ki o unutmak istediğiniz anılar hakkında iyi ki başıma gelmiş, dersiniz. Belki de sizi kırıp üzen anılar sizin ders
çıkarmanız için başınıza gelen, hayatınızda değişimlere sebep olacak,
iyiliğiniz için başınıza gelen anılardır.
Her
yaşadığınız kötü şey de sanki hayatınız her zaman çok kötü olacak, yaşamasanız
daha iyi olacak gibi düşüncelere asla kapılmayın. Her an ölebilme ihtimaliyle
yaşadığınız hayatınızda değersiz hissedip kendinizi yaşadıklarınız yüzünden
suçlamaya bir saniyeniz bile olmamalı.
Hayatınızı
küçümsemeyin, unutmayın ki herkes gibi siz de değerlisiniz.
Bilge Yağmur ORAL
7/D